Karamollaoğlu'ndan kardeşlik uyarısı

Saadet Lideri Karamollaoğlu, kayısının başkentinde konuştu... Bugünkü iktidara, yaptıkları hataları bir kardeşlik duygusu ile hatırlattıklarını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, iktidarın son 15 yılda 700 milyar TL’den fazla faiz ödediğini hatırlattı.


Karamollaoğlu'ndan kardeşlik uyarısı

 

 

Saadet Lideri Karamollaoğlu, kayısının başkentinde konuştu... Bugünkü iktidara, yaptıkları hataları bir kardeşlik duygusu ile hatırlattıklarını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, iktidarın son 15 yılda 700 milyar TL’den fazla faiz ödediğini hatırlattı.

 

KARAMOLLAOĞLU MALATYA'DA KONUŞTU

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye’nin dört bir tarafında adeta mekik dokuyor. Doğu-batı, güney-kuzey demeden gece gündüz memleketin her köşesine ziyaretler gerçekleştiren Karamollaoğlu, her tarafta yoğun bir ilgiyle karşılanıyor. Saadet Lideri Karamollaoğlu’nun bu seferki durağı ise kayısının başkenti Malatya idi. Partisinin Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 6’ncı Olağan Kongresi’ne katılan Karamollaoğlu’na Genel Başkan yardımcıları Sinan Ejderoğlu, Yaşar Canbay ve Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Salih Akyüz eşlik etti. Malatyalılar tarafından büyük bir heyecan ve coşku içerisinde karşılanan Genel Başkan Karamollaoğlu, ‘işte ordu, işte komutan’ ve ‘Bilge Başkan Temel Başkan’ sloganları eşliğinde partililere hitap etti.

Karamollaoğlu, “Hükümetin kendisinin bütçeye koyduğu rakamlara göre, bu sene faize 71,7 milyar TL ödeyeceğiz. Gelecek sene bu 85 miyar TL olacak. Çuvalın dibi delik, ne koysan gidiyor artık. Şimdi akıllarına gelmiş ‘Erbakan Hoca bu işi nasıl çözdüydü?’ ‘Havuz sistemi diye bir şey vardı, neydi acaba?’ ‘Şu havuz sistemini araştırın, biz de kuralım.’ Ya su kalmadı ki ne havuzu yapacaksın sen? Buna havuz yapılır mı?” diye sordu.

MALATYA’NIN BENİM İÇİN YERİ FARKLI

Zeytin Dalı Harekâtı’nın en kısa zamanda başarılı bir şekilde bitmesini temenni ederek konuşmasına başlayan Genel Başkan Karamollaoğlu, Malatya’nın kendisi için önemli bir il olduğunu söyleyerek, “Ben ilkokul 1, 2, 3. sınıfları burada Taş Mektep’te okudum. Bizim o dönem başöğretmenimiz ise Allah sağlık afiyet versin, Recai Kutan ağabeyimizin babalarıydı. Onun için Malatya’nın bende ayrı bir özelliği var. Öte yandan Malatya, Türkiye siyasetine önemli isimler kazandırdı. Bunların çoğu ise sizlerin de yakından bildiği ve beraber çalıştığımız değerli insanlar. Bu da Malatya’nın hamurunun çok kaliteli olduğunu gösteriyor” dedi.

 

KAYISININ SAHİPSİZ OLMASINI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL

Malatya’nın Türkiye’de önemli bir pozisyonda olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, “Hem iklimi hem de dünya çapında söz sahibi olduğu kayısısı var. Malatya denilince kayısı, kayısı denilince ise Malatya aklımıza geliyor. Ama ne yazık ki Malatya mı sahipsiz, kayısı mı sahipsiz tam kestiremiyorum. Ama kayısının sahipsiz olduğu kesin. Hakikaten bu kadar güzel bir ürünü olacak, dünyadaki ihtiyacın yüzde 70’ini, 80’ini karşılayacak ama bu ürün rekolteye göre inip kalkacak ve kimse sahip çıkmayacak. Diyeceksiniz ki; ‘ya bu sadece Malatya’ya mı münhasır?’ Emin olunuz değil. Fındık da benzer bir tarzda. Onun yüzde 70’ini Türkiye karşılıyor dünya ihtiyacının. Emin olun, o da sahipsiz. Onun bir farkı var. Orada fındıkla ilgili birtakım oluşumlar yaşanmış ama Malatya’da kayısı ile ilgili bugüne kadar doğru dürüst bir oluşum meydana gelmemiş. Buna çok şaşırdık” diye konuştu.

MÜSEBBİBİ, OYUNA GELEN İKTİDARDIR

Afrin’de NATO vesilesiyle güya dostumuzmuş gibi duran bir ABD olduğuna vurgu yapan Karamollaoğlu, şöyle devam etti: “Bazıları Amerika’yı kurtuluşa vesile olan bir ülke olarak görebilir ama dünyada gelişen hareketlere bakın, Amerika nereye müdahale etmişse orada kan ve gözyaşı olmuştur. ABD, hiçbir yere menfaati gerektirmediği zaman girmez. Bir yere girmişse sadece ve sadece kendi menfaatini teminat altına almak için girmiştir. Irak’a girdi, biz de destek verdik! 1,5 milyon insanı katletti. Arkasından Suriye geldi, bizi kışkırttılar, hiç tereddütsüz arkanızdayız dediler. Bugün Suriye’de akan kan ve gözyaşının müsebbibi başta Amerika ama arkasından onun oyunlarına gelen bugünkü iktidardır. Hatalardan ders almazsak doğru ve isabetli bir dış politika sürdüremeyiz.”

EN BÜYÜK İHTİYAÇ BİRLİK VE BERABERLİĞİ SAĞLAMAKTIR

Bugünkü iktidara, yaptıkları hataları bir kardeşlik duygusu ile hatırlattıklarını söyleyen Karamollaoğlu, “Eğer bugün Türkiye sınır ötesine birtakım askeri müdahaleye ihtiyaç duyduysa en büyük ihtiyaç önce içerde birliği ve beraberliği sağlamaktır. Dünyada hemen hemen her ülke bir savaş tehlikesi çıktığı zaman çoğunlukta olan bir iktidar yönetimde olsa bile hemen ‘Milli bir hükümet’ kurar. Neden? Çünkü artık mesele falan parti, filanca parti meselesi değil, ülkenin güvenlik meselesidir. Bu güvenliğin korunması farklı kanaatlere, farklı siyasi partilere mensup herkesin vazifesidir. Artık iç çekişmeleri bir tarafa bırakıp birleşmek mecburiyetindeyiz. Onun için şu an Türkiye’de kutuplaşmanın kaldırılması bir numaralı meselemizdir” dedi.

AB İÇİN AYRILDILAR, ŞİMDİ ‘NE BİÇİM AB’ DİYORLAR

Geçmişte bizimle beraber olan arkadaşların ayrılırken kurtuluşu Avrupa Birliği’nde aradıklarını hatırlatan Karamollaoğlu, “Bunu kesinlikle unutmasınlar. Bugün ‘ne biçim Avrupa Birliği’ diyorlar. Hani sizde insan hakları vardı, hani sizde adalet vardı. Hani siz doğruya doğru, eğriye eğri diyordunuz. ‘Ne oldu?’ diyorlar. Biz ‘günaydın’ diyoruz. AB Hristiyan Yahudi medeniyeti üzerine kurulan bir birliktir. Medeniyetler hep inançlar üzerine inşa edilmiştir. Biz de kendi inancımız üzerine kurulan bir medeniyetin mensuplarıyız. Farklılıklar var aramızda. Onlar hasımlarını katletmekten, ezmekten zevk alırlar. Kendi koydukları kuralları bile çiğnerler. Bizim medeniyetimiz ise temelde adalet üzerine inşa edilmiştir. Biz kurunun yanında yaş da yanar demeyiz” diye konuştu.

SU KALMADI Kİ HAVUZU YAPACAKSIN

Ekonomin hukuku, dış politikayı, iç politikayı her şeyi ilgilendirdiği belirten Karamollaoğlu, “Eğer bütçenizin çok önemli bir miktarı aldığınız borcun faizine gidiyorsa o ülkede iyi bir ekonomi politikası güdülüyor denilemez. Bu arkadaşlarımız iktidara geldikten birkaç yıl sonra Türkiye’nin artık IMF’ye borcu olmadığını duyurdular. Doğruydu ama söylemedikleri bir şey vardı. Hükümet hâlâ borçlanma politikalarını IMF’nin koyduğu kurallara göre yürütüyor. Son 15 yıl içerisinde ödediğimiz faizin miktarı 700 milyarı geçmiş. Hükümetin kendisinin bütçeye koyduğu rakamlara göre, bu sene faize 71,7 milyar TL ödeyeceğiz. Gelecek sene bu 85 miyar TL olacak. Niye çünkü IMF kurallarını eksiksiz tatbik ettiği için. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Çuvalın dibi delik, ne koysan gidiyor artık. Şimdi akıllarına gelmiş ‘Erbakan Hoca bu işi nasıl çözdüydü?’ ‘Havuz sistemi’ diye bir şey vardı, neydi acaba?’ ‘Şu havuz sistemini araştırın, biz de kuralım.’ Ya su kalmadı ki ne havuzu yapacaksın sen? Buna havuz yapılır mı?” diye sordu.

 

BÖYLE TEDAVİ YÖNTEMİ OLMAZ

15 Temmuz’dan sonra çok ciddi bir travma ile karşı karşıya kaldığımızı hatırlatan Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “Ancak zararlı olanla faydalı olanı ayırt etmek zorundayız. Suçlu ile suçsuzu ayırt etmek mecburiyetindeyiz. Vücuttaki bir zararlı hücreyi çıkarayım derken bütün faydalı hücreleri de tahrip ederseniz bütün beden zarar görür. Böyle bir tedavi usulü olmaz. Onun için ısrarla diyoruz ki, bu olağanüstü hal, olağan hale gelmesin. Olağanüstü hal sürekli hale gelirse o zaman hukuksuzluk hakim olur.”

ASKERİ MAHKEMELERDE YARGILANDIK, HAKKIMIZI ALDIK, ŞİMDİ O BİLE YOK!

Türkiye’de binlerce insanın hakkını dahi arayamaz hale geldiğine vurgu yapan Karamollaoğlu, “Yapılan anketlerde vatandaşın yüzde 85’in üstünde bir rakam adalete güveninin olmadığını ortaya koyuyor. OHAL ile yönetilen ülkede vatandaş sesini bile çıkaramıyor. KHK’larla işlerinden çıkarılıp ama haklarını arıyamıyorlar. Haklarını aramamak ne demek ya! Biz askeri mahkemelerde yargılandık. İtiraz ettik, hakkımızı aradık ve aldık. Ama şimdi bu bile olmuyor. Böyle bir ülkede hukuktan, adaletten insan haklarından bahsedilemez” diye konuştu.